Geçim derdine düşen araç sahibi satabileceğine inandığı ürünü temin edip aracına yükleyerek gözüne kestirdiği semt pazarının çevresine park edip tezgâhını açıyor…
Toplumu bunaltan ağır ekonomik koşullar vatandaşı farklı arayışlara yöneltirken, süreç yeni oluşumları şekillendiriyor.
Giyim-kuşamdaki önlenemeyen fiyat artışı tarihin dehlizlerinde kaybolan ,”Bitpazarı” olgusunu tekrar canlandırırken, artan işsizlik ise seyyar pazarcıların sayısını rekor seviyede artırmış durumda.
Her köşe başında bir şeyler satılmasının yanı özellikle semtlere kurulan pazarların çevresinde
parkeden araçlarda farklı ürün ve ihtiyaç maddeleri pazarlanıyor.
Binek otomobili, minibüs, pikap vb. araçlar tip model ve marka ayrımsız Pazar tezgâhına dönüştürülüyor.
Geçim derdine düşen araç sahibi satabileceğine inandığı ürünü temin edip aracına yükleyerek gözüne kestirdiği semt pazarının çevresine park edip tezgâhını açıyor…
Peynirinden zeytinine, sebzesinden meyveye, giyim-kuşam, zücaciye, köyekmeği akla ne gelirse satışa sunuluyor.
Pozcu Sosyete Pazarı çevresinde kümelenen gerçekte her biri ayrı iş yapan görüşünü aldığımız araç tezgâh sahipleri, maceraya şartların zorlaması sonucu yöneldiklerini belirterek,”Kimse keyfinden bu işi yapmaz. Ben emekli öğretmenim, maaş yetmiyor. Mesleğimle ilgili iş yok, araba evin önünde boş yatıyor. Mecburen arabada bir şeyler satmaya yöneldim. Satabileceğime inandığım ne olursa temin edip pazarlamaya çalışıyorum. Bu çevrede kümelenen araç tezgâh sahiplerinin ayrı hikâyesi var. Gönül ister ki bu yaşta köşe başlarında beklemek yerine asıl işimize dönük alanlarda topluma hizmet edelim…”görüşlerini dile getirdi.