Mersin Turizminin ihmal edilmişliği… | MERSİN MOZAİK

Mersin Turizminin ihmal edilmişliği…

Mersin Turizminin ihmal edilmişliği… mersinmozaik.com

Kayıtlı verilere göre Anamur’dan Namrun’a uzanan geniş alanda en ez 150-200 arası arkeolojik kent, kale, ören yerleri, onlarca yayla ve mesire yerleri olmasına karşın bu potansiyel ihmal sonucu gelir kaynağına dönüştürülemiyor.

Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran derken bir yaz mevsimi daha kapıya dayandı; yani turizm ve yayla sezonu.

Tarihi Kilik’yanın kumuyla, deniziyle doğal yapıdan, asırlar öncesinin yaşanmışlık kalıntılarıyla arkeolojik yönden güzel ve zengin olan Mersin coğrafyası yıllardır gerçek anlamda tanıtılarak turizme açılmayı bekliyor.

Kayıtlı verilere göre Anamur’dan Namrun’a uzanan geniş alanda en ez 150-200 arası arkeolojik kent, kale, ören yerleri, onlarca yayla ve mesire yerleri olmasına karşın bu potansiyel ihmal sonucu gelir kaynağına dönüştürülemiyor.

Bırakın dışarından gelecekleri, Mersin’in yerleşik nüfusunun neredeyse tümü ilgili güzelliklerden haberdar değil. Kıyı şeridindeki Kızkalesi ve çevresindeki göz önündeki kalıntılar, Uzuncaburç harabeleri, Cennet Cehennem, Kanlı Divane, Alahan Manastırı; Tarsus tarafında Kleopatra Kapısı, Roma Yolu, Eshab-Kehf gibi yerler bölge insanına tanıdık gelirken, Kuş uçmaz, kervan geçmez Dağlık Kilikya’nın geri kalanındaki asırlar öncesinin izlerini taşıyan değerler her gün biraz daha eksilerek yalnızlıklarını dinliyorlar.

Gerek tanıtım eksikliği, gerek ekonomik koşullar, gerekse ilgili makamların organizasyon ihmali sonucu Mersinliler’inde gidip görmediği yerler dışarından gelenlere nasıl tanıtılabilir ki?

Bilindiği üzere çeşitli müdahalelerle tarımında oluşturulan tıkanıklık ülke ekonomisini darboğaza sokmuştur, yılların ihmali sonucu denizden gerektiği ölçüde yararlanılamıyor. Geriye turizm ekseninde şekillenecek hizmet sektörü kalıyor.

Özetle, Mersin’inin sahip olduğu doğal ve tarihi zenginliklerin tanıtılıp kaynağa dönüştürülmesiyle bölge ekonomisi toparlanırken, çok sayıda insana da iş alanları yaratacaktı.

İlgili alanların tanıtımına dönük İçel Sanat Kulübü’nün hafta sonları düzenlediği çevre ve kültür gezileri dışında dikkate değer organizasyon yoktur.

Turizm Müdürlüğü ve Belediyeler hazırlanacak projeler kapsamında öncelikle bölge yaşayanları tarihi ve doğal güzelliklerle buluşturulmalıdır. Bu sayede dışarıdan gelecek olan turistlerin yürüyeceğin yolların taşı döşenmiş olacaktır.

Yeri gelmişken daha önce yatığımız haberlerden bazı kesitleri de paylaşalım.

Erdemli Dağlı Kale, denize 900 metre yüksekten bakan tarihi kalıt kim bilir hangi yaşanmışlıklara tanıklık etmiştir...
Erdemli'ye 17, Mersin'e 52 kilometre uzaklıktaki Kaleyi Mersin'den kaç kişi gidip görmüştür... 
İçel Sanat Kulübü'nün çevre gezilerini bu nedenle önemli bulup kültür hizmeti olarak görüyoruz...
Asfalt yolla ulaşılan köyden sonra konumlanan Kale, Roma İmparatorluğu döneminde yapıldığı, ancak Orta Çağda öncesi Bizans İmparatorluğu, Kilikya Ermeni Krallığı'ınca da elde tutulduğu bilgileri kayıtlara geçmiştir. 
Kalede okunmayan Ermenice bir yazıt dikkat çekmektedir...
Geniş bir oda ve iki tuvalet bölümüne sahip Kalenin giriş kapısındaki, iki asker ve bir hamile kadın kabartması günümüze ulaşmıştır...[
Gözetleme ve kontrol amaçlı inşa edildiği sanılan Kale, batısındaki Karakız vadisinden geçen dönemin kervan yollarına hakim konumda olup, bazı duvarları zaman içinde yıkılmıştır... 

Mersin’in Ayasofya’sı olarak anılan ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer bulan “Alahan Manastırı
Antik Kilikya'nın incisi niteliğinde...
Mut'ta konumlana Alahan Manastırı, Milattan Sonra 440 – 442’de baskılardan kaçıp dağlara çekilen Hiristiyan havarilerin  girişim ve çabalarıyla inşa edildiği  sanılıyoryor. 
Yer yer yıkılmış kilise kalıntıları, kayalara oyulmuş keşiş odaları ve vaftizhaneyi barındıran manastırın Ayasofya Kebir Camii Şerifi çağrıştırması arkeolojik dünyasında, “Mersin’in Ayasofya’sı” olarak degerlendiriliyor.
Tarihi kayıtlara tepeeden baktığı Karakız Vadisi'nin  kervan yolu güzergâhı notu da düşülen Manastırda, doğu ve batısındaki yapıları birbirine bağlayan sütunlu yürüme yoluyla, kilisenin arkasında, suyu kaynak tarafından sağlanan hamam yapısı da dikkat çeken kalıntılar olarak asırların yadigârıdır.

Dağlık Kilikya, yerleşim yerleri, kaya mezarları, kaleler vb. kalırlarla bezelidir...

Her ne kadar göz önünde olduğu için Kızkalesi öne çıksa da, eşsiz eserlerden birisi de Erdemli sınırları içerisinde ki Hisar Kaledir. Kayalık arazide bir tepe üzerinde poligonal taş tekniğiyle inşa edilmiş olan kale hakim tepede konumlanmaktadır...

Bölge arkeolojistlerin Olba territoium adını verdikler bölgenin doğusunda konumlanmıştır. Mersin-Antalya karayolundan kuzeyinde olup Mersin’e 56, Erdemli’ye ise 20 kilometre uzaklıktadır... Bu ve benzeri kaleler, kontrol ve haberleşme amaçlı projelendirilmişlerdir...

Sonuç olarak, bölge yaşayanlarının huzurunun sağlanıp gönenç düzeyinin yükseltilmesi için Mersin turizminin ihmal edilmişliğine son verilmelidir.