Hekimler samimiyet istiyor… | MERSİN MOZAİK

Hekimler samimiyet istiyor…

Hekimler samimiyet istiyor… mersinmozaik.com

Gece gündüz ayırmaksızın toplumsal görevlerini fazlasıyla yerine getiren Hekim ve sağlık çalışanlarının daha verimli olabilmeleri için seslerine kulak verilip sorunları bir an önce çözülmelidir.

Toplumun sağlığı dolaysıyla geleceğiyle doğrudan ilgili ve sorumlu olan hekimler ülkedeki gidişattan rahatsız…

Son zamanlarda yoğunlaşıp can almaya kadar uzanan şiddet, uygunsuz çalışma koşulları, düşük ücret vb. olumsuzluklar başta hekimler olmak üzere sağlık sektöründe acilen çözülmesi gereken sorunlara dönüştü.

Sorun ve sıkıntıların önünün alınmaması siyasi otoriteye duyulan güveni sarsarken, hekimler başta yurtdışına gitmek üzere çeşitli çözüm yollarına yöneliyor.

İzmir Tabip Odası, Sağlık Bakanlığı’nın 12.08.2022 tarihli ek ödeme yönetmeliğine yönelik bir açıklama yaptı.

Güncel sorunların da altının çizildiği İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu’nun  açıklamasında şu görüşlere yer verildi:

I-) GENEL DEĞERLENDİRME

Her türlü çılgın projeye kaynak aktarma konusunda hevesli olan siyasi otorite, konu hekimlerin çalışma koşulları ve ücretlerine geldiğinde kaynak bulmakta zorlanmaktadır. 

Hekimlerin temel maaşlarında iyileştirme taleplerimize gözlerini kapatan Sağlık Bakanlığı, maaş dışında karmaşık hesaplama yöntemleri ve ödeme kalemleri ile hekimlerin ücretlerinde iyileştirme yapıldığı algısı oluşturmaya çalışmaktadır. Kamuoyu ile hekimlere hiçbir zaman ödenmeyecek tavan ödeme miktarları paylaşılmakta ve hekimlerin hiçbir kesinti olmadan her koşulda bu ücreti alacağı algısı yaratılmaktadır. 

Hekimler her geçen gün daha fazla artan iş yükü, ağır çalışma koşulları ve şiddet sarmalında çalışmaya devam etmektedir. Hekimlerin ağır çalışma koşullarının iyileştirilmesi yönünde samimi adımlar atılmamaktadır.

12.08.2022 tarihinde, Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği yayınlanmıştır. Sağlık Bakanı, bir gün önce attığı tweetler ile yönetmelikten övgüyle bahsetmiş, “kitap gibi sağlam, doktor olmanın anlamını değiştirecek” bir yönetmelik yayınlanacağını müjdelemiştir. Müjdeler, biz hekimleri hep şüphelendirmiştir. Bu nedenle, yayınlanan yönetmeliğe şüphe ile yaklaşıyoruz.

Yönetmelikte bütününe ilişkin değerlendirmelerimiz devam etmekle birlikte yönetmelik ile ilgili ön değerlendirmelerimizi özet olarak paylaşmak istiyoruz. 

II-) YÖNETMELİKTE YER ALAN TEMEL DÜZENLEMELER

1-) Yeni yönetmelik, temel mantığı açısından önceki yönetmeliklerin tekrarı niteliğindedir.

2-) Performansa bağlı ödeme sistemi isim değişikliği ile devam etmektedir. Performansa bağlı ödeme sisteminin adı “teşvik ödemesi!” olarak değiştirilmiştir. Zarf değişmiş içerik aynı kalmıştır.

3-) Fiili çalışma, aktif çalışma gün kavramları yeniden tanımlanmış, resmi tatil günleri, idari ve nöbet izinleri, yılda 7 günü geçmeyen kısa süreli hastalık rapor süreleri, hakem hastane tarafından onaylanan heyet raporlu süreler, yılda en fazla iki defa olmak üzere toplamda 10 günü geçmeyen kendi alanıyla ilgili yurt içi sempozyum, kongre, seminer vb. katılım görevlendirme süreleri, görevi sırasında veya görevinden Bakanlıkça ilan edilmiş bulaşıcı ve salgın hastalığa yakalananları hastalık izin süreleri, görevi sırasında veya görevinden dolayı kazaya, yaralanmaya veya saldırıya uğrayan hastalık izin süreleri çalışılmış gün olarak kabul edilmiştir. 

4-) Personele yapılacak ek ödeme, “temel ek ödeme” ve “teşvik ek ödemesi” şeklinde iki başlıkta düzenlenmiştir.  

a-) Temel ek ödeme başlığı altında, “sabit ödeme” ve “taban ödeme” düzenlenmiştir.

Sabit ek ödeme, maaş dışında merkezi yönetim bütçesinden ödenecek miktar olarak tanımlanmıştır.

Taban ödeme ise,  personelin ödüllendirilerek motivasyonunun artırılması amacıyla yapılan ödeme olarak tanımlanmıştır.  Bu ödemenin, personelin yönetmelik ekinde belirlenen tablodaki kadro unvanına göre belirlenen taban katsayısının en yüksek devlet memuru aylığı ile çarpımı sonucu bulunan miktar olduğu düzenlenmiştir. Yönetmelikte, disiplin cezası alan personelin, cezanın niteliğine göre 1-3 ay süre ile bu ödemeden faydalanamayacağı düzenlenmiştir. 

b-) Teşvik ek ödemesi ise, daha önceki performansa bağlı ödeme sistemindeki kriterler esas alınarak yapılan ek ödemeyi ifade etmektedir.

5-)Yönetmeliğin önceki halinde yer alan Hizmet Alanı Kadro Unvan Katsayı uygulaması (HAKUK) bu yönetmelikte de devam ettirilmiştir.

6-) Önceki yönetmelikte yer alan bazı uzmanlık dallarında ek ödeme miktarını hekimler aleyhine etkileyen Personel Dağılım Cetveli (PDC) uygulaması bu yönetmelikte de devam ettirilmiştir. 

III-) DÜZENLEME İLE İLGİLİ TESPİT VE ELEŞTİRİLERİMİZ

1-) Karşı Çıktığımız Performans Kavramı Farklı İsim Altında Sürdürülmektedir.

Performansa bağlı sağlık hizmetinin kamu sağlığı için getirdiği riskleri meslek örgütü olarak yıllardır vurguluyoruz. Çalışanların iş barışını bozan, mesleki dayanışmaya zarar veren, sağlık hizmetlerindeki ekip ruhunu yok eden performans sisteminin aynı şekilde uygulanmaya devam edecek olması, yönetmeliğe şüpheyle yaklaşmamıza neden olmaktadır.   

Hekimler, yine ağır iş yükü altında, ne kadar çok çalışırlar, ameliyat yaparlar, poliklinik hizmeti verirlerse o kadar ek ödemeye almaya devam edecektir.  Çalışma koşullarını bu kadar zedeleyen ve insan ilişkilerini bu kadar olumsuz etkileyen performans sistemi yerine emekliliğe yansıyan adaletli ve istikrarlı bir ücret politikasını her zaman öncelemekteyiz. Bu nedenle isim değişikliği ile sürdürülen performans sistemini kabul edilebilir bulmuyoruz.

2-) Emekliliğe Yansıyan Tek Ücret Politikasını Savunmaya Devam Edeceğiz

Hekimlerin ücretlerinde artış sağlayan her düzenlemeyi olumlu buluyoruz. Bununla birlikte, hekimlerin talebi olan emekliliğe yansıyan temel ücret artışı talebi karşılanmaksızın yan ödeme kalemlerinde yapılan iyileştirmelere kaygı ve şüphe ile yaklaştığımızı vurgulamak istiyoruz.  Karmaşık hesaplama yöntemleri ve birden fazla kalemden oluşan ödeme yöntemleri ile hekimlerin ücretleri belirlenebilir olmaktan uzak kalmıştır. Hekimlerin temel maaşlarına esas göstergelerinin artırılması ve ödeme yöntemlerinin sadeleştirilmesi talebimizi ısrarla sürdürmeye devam edeceğiz.

3-) Yıllık İzin Anayasadan Kaynaklanan Bir Dinlenme Hakkıdır. Çalışılmış Gün Kabul Edilmelidir.

Yönetmelikle, çalışılan gün kavramı yeniden tanımlanırken yıllık izinlerde geçen süreler ve yurtdışı kongre, sempozyum, seminerle geçen süreler kapsam dışı bırakılmıştır.

Çalışılan gün kavramının yeniden tanımlanması ve önceki dönemlerden ayrık olarak farklı nedenlerle görevde olunmayan bazı günlerin çalışılan gün kavramına dahil edilmesi olumlu bir düzenleme olarak değerlendirilmiştir. Bununla birlikte, yıllık izinlerde geçen sürelerin tamamı ile yurtdışı kongrelerde geçen sürelerin çalışılan günlere dahil edilmemesini hatalı bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz.

Yıllık izin, Anayasa’dan ve kanundan kaynaklanan dinlenme hakkının bir parçasıdır. Hekimlerin emek yoğun çalıştıkları, ağır iş yükü altında oldukları tartışmasızdır. Hekimlerin dinlenme hakkını kullandıkları bu sürelerin tamamının çalışılan gün kavramına dahil edilmemesini anlaşılır ve kabul edilir bulmuyoruz. 

Hekimlerin yurtiçi kongre, sempozyum, seminer vb. eğitim etkinlikleri için kullandıkları 10 güne kadar izin süreleri çalışılan gün kavramına dahil edilirken yurtdışı eğitimlerin dahil edilmemesi anlaşılır ve kabul edilir değildir. Bu eğitimler, yoğun bilgi transferinin gerçekleştiği, dünyadaki güncel bilimsel bilgi ve gelişmelerin takibinin sağlandığı bilimsel etkinliklerdir. Hekimlerin bu bilimsel etkinliklere katılımını sağlamak, kamunun görevi olmalıdır. Bu etkinlikler, kamu kurumları tarafından desteklenmeli ve hekimlerin bu eğitimlere katılımı teşvik edilmelidir. Bu eğitimler, bilimsel gelişmelerin takip edilmesi ve hekimlerin bilgi düzeylerinin dünyadaki emsalleri ile eşitlenmesi amacı taşımaktadır. Bu nedenle,  yurt dışı eğitimlere katılan hekimlerin eğitimlerde geçen süreleri de çalışılan gün olarak kabul edilmelidir. 

4-) Taban Ödeme, Disiplin Cezasına Bağlanamaz. Bir Eylem için Birden Fazla Yaptırım Uygulanamaz.

Taban ödeme, personelin ödüllendirilerek motivasyonunun artırılması amacıyla yapılan ödeme olarak tanımlanmıştır.  Bununla birlikte,  disiplin cezası alan personelin, cezanın niteliğine göre 1-3 ay süre ile bu ödemeden faydalanamayacağı düzenlenmiştir. 

Hukukun temel ilkelerine aykırı olan bu düzenlemenin hatalı olduğunu değerlendiriyoruz. Dayanağını kanundan almayan bir yaptırımın yönetmelik ile getirilmesi, bir eylem için birden fazla yaptırım uygulanacak olması, kamu görevlilerin kanunla tanımlanmış haklarının yönetmelik ile kısıtlanması, yöneticilerin keyfi nedenlerle başlattığı disiplin soruşturmaları sonucu verilen keyfi disiplin cezalarının hekimlerin ücretlerinde kesintiye neden olması kabul edilemez bir uygulamadır. Disiplin soruşturmaları ve disiplin cezalarının kamu görevlileri üzerinde baskı unsuru olarak kullanıldığı ülkemizde, keyfi uygulamaların da önünü açacak bu uygulama kabul edilemez.

5-) HAKUK, Objektif Değildir. Net ve Açık Kriterlere Bağlanmalıdır

Önceki yönetmelikte yer alan Hizmet Alanı Kadro Unvan Katsayı uygulaması (HAKUK) çok sayıda uzmanlık derneği ve hekim tarafından dava konusu yapılmıştır. Katsayıların hangi kriterlere göre belirlendiği, uzmanlık dalları ayrımın hangi kriterlere göre belirlendiği açıklanmış değildir. Dava ve tartışma konusu olan katsayı uygulamalarının aynı şekilde yürürlüğe girmesi anlaşılır değildir.

6-) Hekimlerin İnsiyatifinde Olmayan Kriterler, Ücret Düzenlemesinde Kriter Olarak Düzenlenemez

Bazı uzmanlık dallarının mesai içi ham puanlarının hesaplanmasında; sağlık tesisi puan ortalamasının ilgili branş için Personel Dağılım Cetvelinde (PDC) öngörülen uzman sayısının çalışan uzman sayısına oranı kadar kullanılacağı, bu oranIN 1 (bir)’den büyük olamayacağı düzenlenmiştir. Benzer düzenleme önceki yönetmelikte de yer almaktadır ve içerdiği haksızlıklar nedeniyle dava edilmiştir. Hekimlerin insiyatifinde olmayan ve Bakanlık tarafından yapılan PDC fazlası atamaların hekimlerin ek ödemelerinin belirlenmesinde hekimler aleyhine sonuç doğurması kabul edilebilir değildir.  

Yönetmeliğin bütününe ilişkin değerlendirmelerimiz devam etmektedir. Değerlendirmelerimizin sonucuna göre gerekli mesleki ve hukuki girişimler yapılacaktır.

Gece gündüz ayırmaksızın toplumsal görevlerini fazlasıyla yerine getiren Hekim ve sağlık çalışanlarının daha verimli olabilmeleri için seslerine kulak verilip sorunları bir an önce çözülmelidir.