Ne acıdır ki kadirbilmezliğin egemen olduğu süreçte Hanri Atat gibi güzel insanların da soyu tükenirken, insanlığın güzel hasletleri de Mersin’in SİT yapıları gibi edinim güdüsüne kurban ediliyor… 22 Temmuz 2003 yılında dönülmeze göçen Mersin sevdalısı Hanri Atat’ı özlemle anıyoruz…
Adnan Menderes Bulvarı üzerinde beton yığınları arasında zemin üstü iki katlı bir yapı dikkatinizi çeker, şimdilerde yok olmaya terk edilen özgün Mersin mimarisini örnek alarak inşa edilmiştir.
Sabah sporu dönüşlerinde mümkün olduğunca önünden geçmeyi yeğleyip geçmişi anarız…
Evet, Hanri Atat, Ranta inat…
Beton yığınlarıyla bezenen Mersin’de özgün kent mimarisi yok olmaya terk edilirken, estetikten yoksun binaların arasında Hanri Atat’ın eseri mücevher gibi ışıldıyor…
Başta Uluslararası Mersin Müzik Festivali’nin kurumsallaşması olmak üzere kentin ekonomi, kültür ve sanatına büyük katkılar sağlayan, örnek işinsanı Hanri Atat’ın, Mersin mimarisini çağrıştıran izler dikkate alınarak yaptırdığı İnönü Mahallesi Adnan Menderes Bulvarı üzerindeki yapı, ranta güdüsüne kapılanlar inat, mirasçılar tarafından da titizlikle korunuyor.
Kiremit çatılı üç katlı modern Mersin evinin bahçesinde boy atan manolya, turunç, duvarından dışarıya sarkan konsolosçiçeği ve yasemin, “Her şey para değil…” dercesine gelip geçenlerin gözlerini okşuyor…
İşte "Yaşamak..." bu olsa gerek...
Ne acıdır ki kadirbilmezliğin egemen olduğu süreçte Hanri Atat gibi güzel insanların da soyu tükenirken, insanlığın güzel hasletleri de Mersin’in SİT yapıları gibi edinim güdüsüne kurban ediliyor…
22 Temmuz 2003 yılında dönülmeze göçen Mersin sevdalısı Hanri Atat’ı özlemle anıyoruz…