Çevre örgütlerinden sahil kirliliği uyarısı… | MERSİN MOZAİK

Çevre örgütlerinden sahil kirliliği uyarısı…

Çevre örgütlerinden sahil kirliliği uyarısı… mersinmozaik.com

Keskin, “Yumurtlama süreci içinde, yuvalama kumsalı ve çevresindeki yüksek ses, ışık ve hareketlilikten oldukça olumsuz etkilendikleri bilinmekte; bütün bu davranışlara engel olunmaması deniz kaplumbağasının kendini tehlikede hissedip yuva yapamadan denize dönmesine neden olmaktadır. Bu da zaten türünün devamlılığı tehlikede olan bir canlının korunmaya ne kadar özen gösterilmesi gerektiğini ifade etmeye yetmektedir. 16 Haziran tarihi Dünya Deniz Kaplumbağaları Koruma Günü ilan edilmiştir. Dünya Deniz Kaplumbağaları Koruma Günü’nde 100. Yıl Tabiat Parkı’nın yeşil deniz kaplumbağalarının yuvalama kumsalı olarak tescil edilmesi ve bu alanın özel olarak koruma altına alınması gerektiğini bir kez daha belirtiyoruz…”

Mersin-Mezitli sahilindeki kirlilik çevre kirliliğine dönüşürken, deniz kaplumbağalarının geleceğini de tehdit ediyor.

Özellikle işletmeye kiraya verilen Davultepe Gümüşkum Tabiat Parkı kumsalındaki plastik kirliliğin arttığı bildirildi.

Çevre örgütleri, Mersin’deki 5 deniz kaplumbağası yuvalama alanından biri olan Gümüşkum’da tahribatın durdurulması, deniz kaplumbağalarının durumu da gözetilerek düzenlemeler yapılması çağrısında bulunuyor. 

Mersin Barosu Çevre Komisyonunun açtığı idari dava ise devam ediyor.

Mersin Kent Konseyi Çevre Çalışma Gruplarının 16 Haziran Dünya Deniz Kaplumbağaları Koruma Günü kapsamında yaptıkları açıklamada ihlallere son verilmesi istendi.

Doğa ve Hayvan Hakları Çalışma Grubu üyesi Başak Keskin, deniz kaplumbağalarının Akdeniz’de toplam 21 adet yuvalama alanı olduğunu vurgulayarak,  beş adedinin Mersin sahillerinde bulunduğuna dikkat çekti.

Davultepe Gümüşkum Tabiat Parkı‘nın yeşil deniz kaplumbağalarının yuvalama alanı olmasına karşın bölgenin eğlence parkı haline getirildiğini belirten Keskin, “Deniz kaplumbağalarının Mersin’de bulunan 5 üreme alanlarından birisi de Davultepe 100. Yıl (Gümüşkum) kumsalıdır. Davultepe Gümüşkum Tabiat Parkı’nın yeşil deniz kaplumbağalarının yumurtlama alanı olduğu akademik çalışmalar ile de tespit edilmiştir. Uzun süredir yapılan bilimsel çalışmalar oranın koruma altına alınması gerektiğini ortaya koymuştur. Bilindiği üzere yapılan özelleştirme ile bölgede eğlence tesislerinin faaliyete geçmesi ile birlikte, kumsalın dokusunu değiştirecek birçok girişim yapılmıştır. Bu alan deniz kaplumbağalarının yuvalama yaptığı ve kum zambaklarının yoğun bulunduğu Tabiat Parkı halinden masa ve sandalyelerin kumsala yerleştirildiği, organizasyonlarının yapıldığı çok sesli eğlence parkı haline getirilmiştir” dedi.

Deniz kaplumbağalarının mayıs ayından başlayıp ağustos kadar kumsallara gelerek yumurtalarını bıraktığını ifade eden Keskin, “Yumurtlama süreci içinde, yuvalama kumsalı ve çevresindeki yüksek ses, ışık ve hareketlilikten oldukça olumsuz etkilendikleri bilinmekte; bütün bu davranışlara engel olunmaması deniz kaplumbağasının kendini tehlikede hissedip yuva yapamadan denize dönmesine neden olmaktadır. Bu da zaten türünün devamlılığı tehlikede olan bir canlının korunmaya ne kadar özen gösterilmesi gerektiğini ifade etmeye yetmektedir. 16 Haziran tarihi Dünya Deniz Kaplumbağaları Koruma Günü ilan edilmiştir. Dünya Deniz Kaplumbağaları Koruma Günü’nde 100. Yıl Tabiat Parkı’nın yeşil deniz kaplumbağalarının yuvalama kumsalı olarak tescil edilmesi ve bu alanın özel olarak koruma altına alınması gerektiğini bir kez daha belirtiyoruz…” şeklinde konuştu.

Açıklamaya katılan Mersin Barosu Çevre Komisyonu üyesi Av. Derya Demir ise, “Kentin hemen hemen bütün duyarlı özneleri Davultepe 100. Yıl Tabiat Parkı’ndaki katliamı durdurmak için bir araya geldi. Tüm süreci endişeyle ama yakından takip ediyoruz. Doğamız için attığımız adımlar sürekli boşa çıkarılmaya çalışılıyor. Nesli tükenen yeşil deniz kaplumbağalarının yaşam alanını korumak için adeta savaş veriyoruz. Bu savaşı kime karşı, neden veriyoruz? Doğayı korumak, bir canlı türünün yaşam alanının yok edilmesine karşı çıkmak hepimizin görevi değil mi? Doğa hepimizin değil mi? Tarım ve Orman Bakanlığı neden görevini yapmıyor?” sorularını yöneltti.