Narenciye Kültürü Geliştirilmelidir… | MERSİN MOZAİK

Narenciye Kültürü Geliştirilmelidir…

Narenciye Kültürü Geliştirilmelidir… mersinmozaik.com

Geçmişte Toptancı Hal, Akdeniz Belediyesi’nin şimdiki hizmet binasının yerindeydi. Yurdun dört bir tarafına sebze ve meyve gönderildiği için Mesudiye, Nusratiye, İhsaniye, Mahmudiye mahallerinde sabahlara kadar yoğun bir çalışma yaşanırdı. Bahçeden gelen portakal, limon, mandalina, greyfurt, çeşit çeşit sebze sandıklanır arabalara yüklenir, tren ve kamyonlarla yurdun dört bir yanına yollanırdı.

Memleketteki tüm çiftçiler gibi narenciye üreticileri hayal kırıklığına uğradı.

Yıllardır yanlış uygulanan tarım programları, daha doğrusu programsızlıkları sonucu çökme noktasına gelen narenciyeciliği yeniden ayağa kaldırmak geçtiğimiz yıllarda düzenlenen Narenciye Festivalleri de sorunlara çözüm getirmedi.

Çünkü tarım kesimi planlı bir şekilde çıkmaza yönlendirildi!

1950’li yıllarda Türkiye’nin tarım olduğu ileri sürülerek sanayi gelişmeyi engelleyen emperyalist çevreler, daha sonra da on yıllar öncesinden başlayarak tarım ve hayvancılığın çanına ot tıkamak için hazırladıkları reçeteleri yerli işbirlikçilerin aracılığıyla dayattılar, dayatıyorlar.

Bir zamanlar dünyanın kendi kendine yeten sayılı ülkeleri arasında gösterilen Türkiye, dışarıdan pamuk, kavun-karpuz, muz, narenciye gibi kendi topraklarında yetişen ürünleri ithal eder duruma gelmiş, getirilmiştir.

Hayvancılık deseniz, konunun uzmanlarınca çoktan çöktüğü vurgulanıyor.

Zaten uzun söze gerek yoktur, olayı daha somut saptamak için kendi bölgemize bakmak yeterde artar bile.

Daha yakın zamana kadar Türkiye’nin narenciye ambarı olarak bilinen; bunca olumsuzluğa karşın ülke limon ihtiyacının yüzde 60-70’ini sağlayan Mersin’de, sektörde yaşanan sıkıntıdan etkilenen üreticiler perişan durumda.

Öyle ki, ailesiyle birlikte yıl boyu emek harcayan üretici bahçesine yaptığı masrafı karşılayamıyor.

Durum böyle olunca çoğu kimse ürününü ağacın başında bırakmayı yeğliyor.

Kısacası harcanan emekler boşa gidiyor!

Konunun diğer olumsuz yanı ise toplumun narenciye kültüründen yoksunlaşması!

Narenciye diyarı olarak bilinen bölgemizde, bırakın ürünleri tanımayı, çok kimse portakal, limon ve mandalina çeşitlerinin isimlerini sayamaz.

Eğer bir şeyden gerekli verimi almak isteniyorsa, önce onun kültürünü geliştirmelidir.

Gerekli altyapı hazırlanarak bölgedeki narenciye potansiyelinin tamamen harekete geçirildiği zaman olacakları düşünebiliyor musunuz?

Toprak, hava, güneş, yetişmiş narenciye ağaçları, insan gücü hepsi var, gelin görün ki bütün bu nimetler değerlendirilemiyor.

Nedenine gelince, yanlış yönlendirmeler ve uygulanan politikalar sonucu umduğunu bulamayan üreticilerin şevki kırılıyor!

Geçmişte Toptancı Hal,  Akdeniz Belediyesi’nin şimdiki hizmet binasının yerindeydi. Yurdun dört bir tarafına sebze ve meyve gönderildiği için Mesudiye, Nusratiye, İhsaniye, Mahmudiye mahallerinde sabahlara kadar yoğun bir çalışma yaşanırdı. Bahçeden gelen portakal, limon, mandalina, greyfurt, çeşit çeşit sebze sandıklanır arabalara yüklenir, tren ve kamyonlarla yurdun dört bir yanına yollanırdı.

Parke taşı döşeli yolar gönderilecek malları istasyona yetiştirmek için koşturulan atların nal sesleriyle çınlardı.

Sandıkların üzerine basılan “Lemas” markası,  dünyaca ünlü bir limonun ismiydi…

 Dünyanın tanıdığı Mersin’e özgü o limon çeşidi günümüzde para etmediği için dalında çürüyor.

Yineliyoruz, geliştirilip uygulanacak projelerle Narenciye Kültürü geliştirilmelidir…