Mersin Barosu’ndan kadın hakları atılımı... | MERSİN MOZAİK

Mersin Barosu’ndan kadın hakları atılımı...

Mersin Barosu’ndan kadın hakları atılımı... mersinmozaik.com

Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi,"Türkiye Kadına Karşı her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi - CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi’ ni imzalayarak birtakım taahhütler altına girmiştir. Devletimizi taahhüt ettiği görevleri yerine getirmeye çağırıyoruz..."

Kadın cinayetlerinin korkutucu boyuta ulaştığına dikkat çeken Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi, sokaklarda, yaşamın her alanında mücadele ettiklerinin altını çizerek, talepleri karşılanana dek eşitlik mücadelesini büyüterek sürdüreceklerini vurguladı. 

Açıklamada Devleti taahhüt ettiği görevleri yerine getirmeye çağıran Kadın Hakları Merkezi Temsilcileri,“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2021 raporuna göre; 2021 yılında 280 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 217 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. 2022 yılı Ocak ayında 26 kadın öldürüldü, 28 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
Geçtiğimiz günlerde Mersin’de ormanlık alanda cesedi bulunan sağır ve dilsiz 20 yaşındaki Edanur Esendere erkek tarafından vahşice katledildi. Giresun’da 16 yaşındaki Sıla Şentürk, ailesinin zoruyla nişanlandığı kişi tarafından vahşice katledildi. Dün ise, Mersin Gülnarlı Gülsüm Kuyar, hakkında uzaklaştırma kararı bulunan boşanma aşamasındaki eşi Mehmet Kuyar tarafından çalıştığı okulda bıçaklanarak katledildi. Hatta bu açıklamayı yaparken bile acaba kaç kadının daha katledildiği endişesi içerisindeyiz.
Eşitsizlik, yalnızca kadınları ve kız çocuklarını etkilemekle kalmamakta, aynı zamanda ülkenin demokratikleşmesinin ve kalkınmasının önünde de ciddi bir engel oluşturmaktadır. Bu toplumsal yaranın önüne neden geçilemiyor? Yasaların uygulanmaması, topluma hâkim  erkek egemen anlayışın değiştirilmemesi, siyasilerin kadınlara yönelik ötekileştirici dil kullanması,  kadının erkekle eşit  birey olarak kabul edilmemesi, eğitimsizlik, maalesef kadınların katledilmesiyle sonuçlanıyor.
Kadın ve erkek eşitliğini toplumumuzda sağlamak için Anayasa'nın 10. maddesi ikinci fıkrasındaki pozitif ayrımcılığın idari kanunlara yansıtacak çalışmalar bugüne kadar başarılamadı. İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilmek, kadınların yaşam hakkını savunmaktan geri çekilmek demektir. Kadına şiddet konusunda müebbet hapis cezası getirilmelidir. Türkiye  Kadına Karşı her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi - CEDAW  ve İstanbul Sözleşmesi’ ni imzalayarak birtakım taahhütler altına girmiştir. Devletimizi taahhüt ettiği görevleri yerine getirmeye çağırıyoruz.Kadına yönelik şiddete karşı devletler, '
sıfır tolerans' ile hareket etmelidir. Taleplerimiz karşılanana dek, yaşamın her alanında eşitlik mucalemizi surdurecegiz..."görüşleri dile getirildi