Yazılı kayıtlara Zeytin kültürünün M.Ö. 4000 yıllarında Anadolu’da başlayıp Akdeniz’in diğer ülkelerine yayıldığı notu düşülse de, bu cefakâr bitkinin geçmişi insanlık tarihi kadar derin olması gerekir.
“Zeytin ağaçlarını izinsiz kesen veya sökenlerden 3573 sayılı kanunun 20. Maddesi gereği ağaç başına iki milyon kiradan 5 milyona kadar para cezası alınır…” denmesine karşın maden sahaları açmak adına zeytinlikler yok mu edilecek?
Türk Mimar Mühendis İl odaları ve KESK Tarım Orman Sendikası yasaya karşı oldukları,”Türkiye’nin zeytinliklerinin Ölüm Fermanına Hayır…” yolunda açıklamada bulundular.
Mersin Çevre Platformu da düzenlediği basın toplanlantısıyla "Zeytinime dokunma" diyerek sesini yükseltti.
Yazılı kayıtlara Zeytin kültürünün M.Ö. 4000 yıllarında Anadolu'da başlayıp Akdeniz'in diğer ülkelerine yayıldığı notu düşülse de, bu cefakâr bitkinin geçmişi insanlık tarihi kadar derin olması gerekir.
Tek çekirdekten fideye dönüşüp su, ilaç istemeden kışın soğuğuna, yazın sıcağına göğüs gerip kökleşerek kesilmedikçe asırları geride bırakır...
Genelde Akdeniz coğrafyasına özgü olan zeytin, kadim kültürlerde barışın simgesi olarak da simgeleşirken, bir anlamda kutsanmıştır da, Doğulu Köyü’nde, Eski köy evleri yerlerini beton yığınlarına bırakırken zeytin ağacına dokunulmamış, adeta mücevher gibi korunup gelecek kuşaklara aktarılmaktadır.
Ne yazık ki Mersin o değerin kıymetini bilmedi...
Zeytinli Bahçe Caddesi isminin nerden geldiğini çoğunluk bilmez, Yeni Adliye Binası kuzeyi Gazi Mustafa Kemal Bulvarı'na kadar zeytin ağaçlarıyla bezeliydi. Tümü devlet eliyle kesilip yerine okullar inşa edildi.
Düşünün ki, kentin ortasında düzenlenmiş Zeytin Park var...
Haklısınız, çevre, kültür, toplumsal gelecek suyun başını tutanların umurunda değil...