TURİZMİNİN GETİREBİLECEKLERİ
Türkiye yerküreden gelen gezginlere çok çeşitli doğa, tarih güzellikleri ve zenginlikleri sunmaktadır. Gelenler bunun yanında bu topraklar üstünde yaşamış ve yaşamakta olan insanların ürettikleri kültür ile yaşamlarını renklendirebilmekte; zevklerini, bilgi dağarcıklarını, inançlarını besleyebilmekte; müzik, sanat, moda, tasarım, mimari ve yeme içme kültürü ile daha da keyifli bir hayatın içine girebilmektedir.
İnsanlar artık başka insanların, başka kültürlerin yaratıcılığını daha fazla izleyebilmek, o güne değin içine girememiş oldukları yabancı/öteki/diğer kültürü görmek, büyülenmek, şaşırmak ve kendileri için yeni itici güçler kazanmak istemektedirler. Bugünün dünyasının eğitimli insanı görsel medyada daha fazla gezme, görme programları izlemekte, daha fazla gezi kitapları okumakta ve olanakları doğrultusunda başka kültürlerle daha fazla temas içine girmek istemektedir. Türkiye bu gereksinmeyi duyan dünya insanlarına bugün verebildiğinden çok daha fazlasını verebilir.
Ülkemizde koruma altına alınarak doğal kalabilmiş doğa alanlarının; geçmişin uygarlıklarının zengin çeşitliliğini sunan açık ve kapalı müzelerin, sergi alanlarının, onarılmış tarihi kent çekirdeklerinin, ibadethanelerin; dünün, bugünün yerel ve evrensel sanatını sunan festivallerin, bienallerin, uluslararası buluşmaların, fuarların, defilelerin, yarışmaların sayıları hızla artmaktadır. Kültür turizminin çekim alanları olarak adlandırabileceğimiz bu tür mekanlar ve etkinlikler için gezen insanların oluşturduğu turizm türü payını genel turizm hareketleri içinde gittikçe arttırmakta ve günden güne daha fazla dikkat çekmektedir.
Almanya’yı örnek alırsak: bu ülke 2000-2007 yılları arasında kendisini ziyaret eden kültür gezginlerinin sayısını “Almanya sanat ve kültür ülkesi” sloganıyla %30 arttırmıştır. 6000 müze, tek başına 650.000 izleyici çeken ” Documenta, çağdaş sanatlar sergisi” gibi etkinlikler, 1100 tarihi kentin ve kasabanın çekirdeğinin onarımı ve yenileştirilmesi, tarihi eserlerin
korunmasına gösterilen duyarlılık, 360 sahne, 130 sürekli orkestra ve 12.000 festival ve halk şenlikleri bu başarıda önemli belirleyiciler olmuştur. Kültür turizminden Almanya’nın elde ettiği yıllık gelir 82 milyar Euro’ya yükselmiştir. Kültür turizmi vasıtasıyla 1 milyon 560 bin insana iş yaratılmıştır.
Deniz, kum, güneş turizminde çok başarılı olan Türkiye’nin kültür turizminde de büyük başarılara erişmesi olası gözükmektedir. Bunun için ülkenin çok zengin olan kültür mirasına duyarlılık arttırılmalıdır. Eski eserlerin korunması, yeni açılacak modern açık ve kapalı müzelerde sergilenmesi; tarihi kent çekirdeklerinin aslına uygun olarak korunması, onarılması ve ortaya çıkarılması, yeni işlevlerle donatılması; inanç turizminde çekici olacak bazı ibadethanelerin sürekli ibadete açılması; yerel yönetimler, merkezi hükümet ve ekonomi aktörleri arasındaki işbirliğinin derinleştirilmesi gerekmektedir.
Kültür gezginleri için geçmiş zamanların içine girmek çekici olduğu kadar günümüzün sanatı ve yaratıcılığı ile karşılaşmak ve onu izlemek de o kadar çekicidir. Tarihi mekânlarla sanat sunumunu birleştirmek, dünyada örneği çok görülen, ülkemizde de Aspendos Opera Festivali gibi örnekleri çoğalmaya başlayan etkinlikler, birçok kent ve kurum tarafından yeni modeller olarak algılanmalıdır.
Ülkemizde son yıllarda sayıları hızla artmakta olan ve dünya insanın da ilgisini çeken uluslararası festivaller, uluslararası sergiler, kazanılan yeni kültür mekânları ve kurumları önemli gelişmelerdir.
Türkiye kültür turizmi vasıtasıyla dünya insanlarına çok daha fazla şey sunabilir, böylece insanlarının refahına katkıda bulunacağı gibi, kültürlerin buluşmasına ve insanların ötekini/diğerini/yabancıyı yakından tanımasına zemin sağlayarak, ülkedeki ve dünyadaki barışa da katkıda bulunmuş olur.