Sayın AKOB Üyeleri, Sevgili Yol Arkadaşlarım,
On dört yıl önce AKOB’ u kurduk ve sürekli etkinlik alanlarımızı genişleterek ve derinleştirerek AKOB’ u bugünün yüksek seviyesine ulaştırdık. Kentimizin önemli, etkin, üreten, yaratıcı kültür kurumu olduk. Kuruluşundan günümüze sanatsever, özverili, yapıcı, donanımlı insanlar arasında başkanlık görevini üstlendim. AKOB’un ulaştığı düzeyden mutluluk, heyecan ve gurur duyuyorum. AKOB’un yükselişinde, yaşadığımız mutlulukta, erişilen başarıda hepimizin payı, insanlarımızım kazancı var.
İki yıl önce parkinson hastası olduğum saptandı. Prof. Dr. Okan Doğu’da iyi tedavi görüyorum. Tedaviye ve yeni yaşamıma uyum sağlamak için - diğer yönetim kurulu üyelerimizin de oybirliği kararıyla - başkanlığı değerli yönetim kurulu üyemiz ve başkan yardımcımız Sayın Demet Tarlakazan’a devrediyorum. Ben yönetimde kalıyorum.
İyiyi yapmak, güzeli kurmak, yaşanılası bir dünyaya ses vermek, yapıya tuğla koymak için, ille başkan olmak gerekmediği avuntumdur. Küçücük masasından, ışığı az atölyesinden, çorak tarlasından, mütevazı köşesinden, kısık sesli kavalından insanları etkilemiş, yol göstermiş, yürekleri ve beyinleri beslemiş insanların varlığını ve yaptıklarını AKOB’un etkinliklerinde de öğrendik. Böyle insanların aramızdan, çocuklarımızdan çıkabilmesi için çalışıyoruz. O insanlar bir kitabın içinden, bir flütün sesinden bize söylemlerini gönderebiliyorlar.
Son yıllarda Başkan Yardımcılığı görevini üstlenen sevgili Demet Tarlakazan, son on yıl içinde çalışkanlığıyla, çözüm yeteneğiyle, yapıcı yaklaşımlarıyla, iyi ilişkileriyle, geniş kültürüyle, yüksek disipliniyle başkanlık görevinin ve sorumluluğunun gereklerini yerine getireceğini kanıtlamıştır ve başkanlık görevini ne mutlu ki kabul etmiştir. Sevgili Demet Tarkakazan’a yeni görevinde başarılar diliyorum
Çalışma arkadaşlarımla düzenlediğimiz konserler, dinletiler, söyleşilerle; yayımladığımız dergiler, kitaplarla; kurduğumuz yurt içi, yurt dışı ilişkilerle; yetenekli ve başarılı öğrencilere verdiğimiz burslarla, insanlarımızın mutluluğuna, yetkinleşmesine katkıda bulunduk. Söyleşilerimizde insanlarımıza evrensel kültürü, sınır tanımayan sanatı, binlerce yılın düşünce birikimini gösterdik. Bilen, ilgi duyan, üreten, yaratan, düşünen, çözen arkadaşlarımız; mükemmellik yolunda mesafeler geride bıraktı. Eğitiyoruz derken eğitiliyoruz, eğitiliyoruz derken, eğitiyoruz. AKOB’dan aldıklarımız ne çok. AKOB’a ne çok borçlanmışız.
.Sevgili Dostlarım,
Her duyarlı ve eğitimli Türkiye vatandaşı gibi, dernek ana misyonumuz yanında, ülkemizin karşı karşıya kaldığı sorunlar karşısında da düşünmek ve çareler aramak durumundayız. Sorunlarımız gelişmiş ülkelerde karşılaşılan sorunlara benzemiyor. Olumsuzluklar her gün suratımıza çarpıyor ve üzüntü dalgaları üzerimize yayılıyor.
Ülkemizde her yıl yüzlerce kadın öldürülmektedir. Çocuklar tacize uğramaktadır. Çocuklar çalıştırılmakta, iş kazalarında ölmektedirler. Açlık, kıtlık, yoksulluk artmaktadır. Yüce görevlerden olan, amacı insanlara hizmet etmek olan siyaset, şahsi kazançlar için kullanılmakta ve yolsuzluklar büyümektedir. Hava, su kirlenmekte, çevre sorunları büyümektedir. İnsan mutlu, barışık, huzurlu, içsel güzelliklere erişebilen insan olmaktan çıkmakta; mekanik, gergin, koşullanmış, ilgisiz, coşkusuz insana dönüşmektedir.
Sanat etkinliklerine yozlaştırıcı olarak, insanı yozlaştıran ve yasaklanması gereken zararlı bir sektör olarak bakılmaktadır. Konserler yasaklanmaktadır. Sanatçılar tutuklanmaktadır. Kara cahillik yayılmakta, din adı altında insanların aklı, yaşam tarzları tahakküm altına sokulmakta, eğitim kılıfı altında beyinler kısırlaştırılmakta, düşünce özgürlüğü daraltılmaktadır.
İnsanlarımızı aydınlık geleceğe ulaştırmak için; kendimizi donatmak için, çağdaş topluma ulaşmak için; insanı mutlu, üretken, yaratıcı, barışık, duyarlı, sevecen yapmak için; bir arada oluşumuzu güçlendirmek için; uygarlığımıza, değerlerimize olan tehditleri algılamamız, söylememiz, yazmamız gerekiyor. Çünkü her şey yapılabildiği gibi, yıkılabiliyor da..
Yazık oluyor insana, yazık oluyor onun ürettiği sanata.
AKOBLULAR,
Sizi bulmak, sizinle çalışmak ve birlikte güzellikler üretmek, özgürlük yolunda ilerlemek rastlantı değildi. Aradınız, bizi buldunuz, biz sizi bulduk.
Ortak eserimizi korudunuz ve çaresiniz bugün:
Güneşte ve gölgede, sıcakta ve soğukta yenilenensiniz
Burs vererek,
Üretenlere, yaratanlara, düşünenlere, besteleyenlere, çaresiniz.
Uygar ve mutlu bir ülkede, barış içinde yaşamak, üretmek isteyenlere çaresiniz.
Uygarlığa, barışa, birlikteliğe, yaratıcılığa, özgürlüklere, demokrasiye sahip çıkınız. Neredeyseniz aydınlanacaktır o ortam. Nerede konuşursanız, yazarsanız, orası ışığımız.
Nefesiniz tükenmesin. Yanınızda, arkanızda, tepenin ardında AKOBLULAR var. Onlarla yeniyi kurunuz. Elleriniz, elleri tutsun
Akşam güneş batarken milyonlarla Tarkan şarkılarımızı söyleyiniz.
Kıyıda küçük kız keman çalacak, dinleyiniz.
Söylemleriniz var artık sizin de, söyleyiniz.
Su ve tuğla getiriniz. Sizinle inşa edeceğimiz güzel gelecek var.
Sevgiyle, saygıyla, umutla, kardeşçe ilerleyini