Barış Eroğlu | HAKİMİYET-İ MİLLİYE | MERSİN MOZAİK
Barış Eroğlu

Barış Eroğlu

HAKİMİYET-İ MİLLİYE


Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

Milli mücadelenin yolunu bu sözlerle göstermişti Ulu Önderimiz…

Azim ve kararlılıkla yürünen zorlu bir yol…

Ve bağımsızlığın gün ışıkları…

 

Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında işgalcilerin zulümleri her geçen gün artıyordu.

Yaşanan durumlar üzerine Mustafa Kemal, 16 Mayıs 1919 günü halkı işgalcilere karşı bilinçlendirmek için Samsun’a doğru yola çıktı. Üç gün süren yolun ardından 19 Mayıs’ta Samsun’a ayak bastı.

Havza’da halkla birlikte mücadele sözü verdi. Ardından Erzurum’da, Sivas’ta yapılan kongreler ve alınan kararlar…

20-22 Ekim 1919 günü Amasya’da yapılan görüşmeler neticesinde Meclis-i Mebusan’ın açılmasına karar verilmişti. Meclis-i Mebusan, 12 Ocak 1920’de İstanbul’da toplanmış, 28 Ocak 1920’de son derece önemli olan Misâk-ı Millî kararlarını kabul etmişti. Bu durum, İtilaf Devletleri arasında büyük bir şaşkınlığa neden olmuş, 16 Mart 1920’de İtilaf Devletleri tarafından İstanbul resmen işgal edilmişti. İstanbul’un işgal edilmesi ve sonrasında yaşanan gelişmeler Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının hızlanmasına sebep oldu.

Bağımsızlığa uzanan yolda milletin azim ve kararlılığının göstergesi olan Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920 günü Ankara’da açılmıştı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılması, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde gerçekleştirilen Milli Mücadele'de bir dönüm noktası olmuştu. Bundan sonraki süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisi, İstiklal savaşı ile ilgili kararların alınmasında milletimizin tek temsilcisi haline gelmişti. Ayrıca Türkiye

Büyük Millet Meclisi'nin açılması ile millet hakimiyetine dayalı yeni bir devletin temelleri atılmıştı.

 

Ulusal egemenlik, bir milletin kendi kaderini tayin etme hakkı anlamına gelir. Türkiye için ise ulusal egemenlik, kula kulluğun son bulup her vatandaşın yönetimde söz hakkını kazanmasıdır. Bu önemli gün, Türk milletinin egemenliğini ilan ettiği ve bağımsızlığını kazandığı bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilir.

 

Ulusal egemenlik, Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesinin ve demokratikleşme sürecinin anahtarıdır. Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki milli mücadele, milletin iradesini en üst düzeyde temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kurulmasıyla güç kazanmıştır.

 

Ulusal egemenlik ilkesi, Türkiye'nin demokratik yapısının ve hukukun üstünlüğünün temelini oluşturur. Bu ilke, milletin iradesinin her türlü otoriteye üstün olduğunu vurgular ve devletin vatandaşlarına hizmet etmekle yükümlü olduğunu belirtir.

 

Bugün, ulusal egemenliğin ve demokrasinin önemini bir kez daha hatırlatmak isterim. Milletin iradesine saygı duyan, demokratik değerlere bağlı bir toplum olarak, birlik ve beraberlik içinde Türkiye'nin aydınlık yarınlarına yön vermek için yılmadan mücadele verilmesi gerektiğini de vurgulamak isterim.

 

Unutulmamalıdır ki:

Şimdiye kadar milletimizin başına gelen bütün felaketler kendi talih ve geleceklerini başka birisinin eline terk etmesinden kaynaklanmıştır. Bu kadar acı tecrübeler geçiren milletin bundan sonra egemenliğini bir kişiye vermesi kesinlikle mümkün olmayacaktır.’ M.K.ATATÜRK



ARŞİV YAZILAR