Kış,"Türkiye bir avuç sermaye grubunun, faiz çevrelerinin kâr düzenine teslim edilmiştir. Her 4 kişiden birini icralık hale getiren bu iktidar, halktan hesap verecek. Bu düzen sandıkta değişecek. Halk borçla susturulamaz, halk bu adaletsizliğe teslim olmaz.”
Cumhuriyet Halk Partisi Mersin Milletvekili Gülcan Kış, “Bu ülkede artık her 4 kişiden 1’i icralık! Türkiye, geçim derdini değil icra tebligatlarını takip eden milyonların ülkesi oldu...”diyerek iktidarın politikalarına sert eleştiriler yöneltti.
Kış, mahalle muhtarlıklarının icra tebligatlarıyla dolup taştığını vurgulandığı kapsamlı değerlendirmede şu görüşleri dile getirdi:
"Türkiye bir avuç sermaye grubunun, faiz çevrelerinin kâr düzenine teslim edilmiştir. Her 4 kişiden birini icralık hale getiren bu iktidar, halktan hesap verecek. Bu düzen sandıkta değişecek. Halk borçla susturulamaz, halk bu adaletsizliğe teslim olmaz.
Vatandaş evine gelen haciz kâğıdını kaldırmaktan başka bir şey düşünemez hale getirildi. İktidar hâlâ ‘büyüyoruz’ diyor. Evet büyüyor ama halkın borcu, bankanın kârı büyüyor!
Türkiye borç ve icrada Avrupa rekorunu zorluyor!
İcra dairelerinde 24 milyonun üzerinde dosya bekliyor.
Türkiye nüfusuna oranla yaklaşık her 4 kişiden biri icralık.
2025’in ilk 5 ayında 1 milyon 38 bin kişi borcunu ödeyemediği için icraya verildi.
Toplam bireysel kredi ve kredi kartı borcu 4,8 trilyon liraya dayandı.
Varlık yönetim şirketleri ve TOKİ dahil toplam borç neredeyse 5 trilyon liraya ulaştı.
Türkiye’de insanlar artık geçinmekten vazgeçti, borcunu çevirmeye çalışıyor. Muhtarlıklar icra tebligatıyla doldu. Sokakta artık geçim değil, icra konuşuluyor.
Mehmet Şimşek’in uyguladığı ekonomi programı halkı borçlandırıp bankalara kazandırma düzenidir. Faizi artır, kredi kartı faizlerini artır, vatandaşı icraya sürükle. Bankalar 660 milyar lira net kâr açıklıyor. Bu kâr, vatandaşın alın terinden, borcundan geliyor.
Bankaların batık kredi miktarı 432 milyar TL’ye çıktı. Xx Bireysel borçlar 6 ayda %22 arttı. 5 ayda 1 milyon kişi icraya verildi.
Şimşek’in ekonomi modeli adı konmamış bir iflas yönetimidir.
Ülkeyi borçla çevirmeye çalışıyor, faturayı da vatandaşa kesiyor.
Cari açık ilk 5 ayda 21 milyar doları geçti.
Yalnızca 5 ayda faiz ödemesi 10,5 milyar dolara çıktı.
Son 1 yılda faiz ödemesi 24 milyar dolara dayandı.
Kur korumalı mevduat ve döviz hesaplarıyla birlikte dolarizasyon oranı %41’e ulaştı.
Bu iktidar halkı değil, bankaları yaşatıyor. Türkiye’de emekli kart faiziyle, esnaf borçla, işçi icra tehdidiyle yaşıyor. Ama bankalar rekor kâr açıklıyor. Bunun adı ekonomi değil, açıkça servet transferidir. Fakirin cebinden alıp, faizcilere veriyorlar.
Türkiye bir avuç sermaye grubunun, faiz çevrelerinin kâr düzenine teslim edilmiştir.
Her 4 kişiden birini icralık hale getiren bu iktidar, halktan hesap verecek. Bu düzen sandıkta değişecek. Halk borçla susturulamaz, halk bu adaletsizliğe teslim olmaz.”