Yeni doğan bebeklerin çoğu, özellikle Avrupa kökenliler, düşük melanin seviyeleri nedeniyle mavi veya gri gözlerle dünyaya gelir. Zamanla melanin üretimi arttıkça göz rengi koyulaşabilir ve yeşil ya da kahverengiye dönebilir. Yetişkinlikte göz rengi genellikle sabittir; ancak ışık, çevre rengi ve gözbebeği genişliği gibi faktörler geçici renk değişimleri yaratabilir.
Ümit Solmaz
Birisiyle tanıştığınızda dikkatinizi en çok çeken şeylerden biri gözlerdir. Renkleri ister derin bir kahverengi, ister solgun bir mavi, isterse ışığa göre değişen nadir bir yeşil olsun; gözler çoğu zaman karşımızdaki kişiye dair ilk izlenimi belirler. İnsan gözleri dünya genelinde geniş bir renk yelpazesi sunar. Kahverengi gözler en yaygın renktir ve özellikle Afrika ile Asya’da baskındır. Mavi gözler daha çok kuzey ve doğu Avrupa’da görülürken, yeşil gözler dünya nüfusunun yalnızca yaklaşık yüzde 2’sinde bulunur. Ela gözler ise bu çeşitliliğe geçişli tonlarıyla katkı sağlar.
Göz renginin belirleyicisi, gözbebeğini çevreleyen renkli tabaka olan iris ve onun içindeki melanin pigmentidir. Kahverengi gözlerde yüksek oranda melanin bulunur; bu da ışığı emerek koyu bir görünüm oluşturur. Mavi gözlerde melanin miktarı azdır. Bu durumda renk, pigmentten değil, Tyndall etkisi olarak bilinen ışık saçılımı olayından kaynaklanır. Aynı mekanizma gökyüzünün mavi görünmesini de açıklar. Mavi gözlerde kısa dalga boylu ışıklar (örneğin mavi) uzun dalga boylarına göre daha etkili şekilde saçılır. Bu nedenle mavi ton baskın hale gelir. Yeşil gözler, orta düzeyde melanin ile ışık saçılımının birleşiminden oluşur. Ela gözlerde ise melanin dağılımı düzensizdir ve ışığa bağlı olarak renk değişimleri gözlemlenir.
Uzun yıllar boyunca göz renginin tek bir gen tarafından belirlendiği düşünülüyordu. Ancak günümüzde yapılan araştırmalar, bunun çok daha karmaşık bir genetik kombinasyon sonucu oluştuğunu göstermektedir. Birden fazla gen, iristeki melanin üretimini ve dağılımını etkiler. Bu nedenle aynı aile içinde farklı göz renklerine rastlanabilir. İki mavi gözlü ebeveynden yeşil ya da açık kahverengi gözlü bir çocuk doğması da bu genetik çeşitliliğin sonucudur.
Yeni doğan bebeklerin çoğu, özellikle Avrupa kökenliler, düşük melanin seviyeleri nedeniyle mavi veya gri gözlerle dünyaya gelir. Zamanla melanin üretimi arttıkça göz rengi koyulaşabilir ve yeşil ya da kahverengiye dönebilir. Yetişkinlikte göz rengi genellikle sabittir; ancak ışık, çevre rengi ve gözbebeği genişliği gibi faktörler geçici renk değişimleri yaratabilir. Heterokromi, iki gözün farklı renkte olması veya bir irisin birden fazla renge sahip bulunması durumudur. Nadir görülen bu özellik, genetik olabileceği gibi, yaralanmalar veya bazı tıbbi durumlar sonucu da ortaya çıkabilir. Ünlü isimler arasında Kate Bosworth ve Mila Kunis bu özelliğiyle bilinir. David Bowie’nin gözleri de bir kazadan sonra kalıcı şekilde farklı görünmüş, bu durum heterokromi izlenimi yaratmıştır.
Göz rengi yalnızca biyolojik bir özellik değil, aynı zamanda insan genetiğinin ve fiziğin etkileyici bir yansımasıdır. Her iris, pigment halkaları, altın benekler ve ışığın farklı açılarda yarattığı yansımalarla eşsiz bir yapıya sahiptir. Bu çeşitlilik, hem bireyselliğin hem de insan olmanın sessiz mucizesini yansıtır. Her göz çifti, kökenin, genetiğin ve kişisel hikâyenin benzersiz bir ifadesidir.