İbadet, genellikle Allah’a yönelik yapılan eylemlerin genel adıdır. İbadet, farklı dinlerde farklı eylemlerle yapılabilir. İslam dininde ibadet ise, Allah'a karşı gösterilecek hürmet demektir. İbadet Allah'ın emirlerini, İslam’ın beş şartını yerine getirmek ve yasakladığı bütün haramlardan uzaklaşmak manasındadır. Allah yolunda yapılan her şey ibadet olarak kabul edilir. (VİKİPEDİ)
İbadet kalben yapılır. Kul ile Allah arasında görünmez bir bağdır. Kul yaratanın sonsuz gücüne sığınarak davranışlarına yön verir. Kalben yapılan eylemlerin yanı sıra beden hareketleriyle de ibadet gerçekleştirilir. Namaz ve oruç buna örnek olarak verilebilir. Allah düşkünlere, fakirlere ve muhtaç olanları yardımı emreder. Bu aşamada zekat, fitre ve kurban gibi maddi paylaşım ibadetleri yapılır. Bir de maddi, manevi ve bedeni olan hac ibadeti vardır. Bu vazife İslam dininde bir tepe noktasıdır.
Günlük yaşamda sıkça kullanılan dini sözcükler, terimler vardır. ‘Allah kalpleri biliyor’, ‘Allah ile kul arasına kimse giremez’ gibi… Burada asıl vurgulanmak istenen bireylerin içsel bağlılığı ve sorumluluklarıdır.
Bireyler Allah’a dualarını çoğu kez bireysel ve ana dilleri ile yaparlar. Bu kâinatı yaratan Allah, her kulunun dilini anlar ve dualarını kabul eder. İngiliz duasını İngilizce ederken bir Alman da Almanca edebilir. İlahi dinlere mensup insanlar tek tanrıya inanırlar ve dualarını ederler. İslam dininin direği olan kutsal kitap ‘Kuran-ı Kerim’in’ dili Arapça olduğu için Müslümanların çoğu Arapça ibadet etmeye çalışırlar. Tam anlamıyla Arapça ibadet ederler diyemiyorum. Çünkü ibadet anlayarak ve kalben yapılır.
Türkiye coğrafyası örneğinde, ülke nüfusunun yüzde doksan dokuzu İslam dini mensubudur. Ülkede resmi dil ve çoğunluk sayıda vatandaşın ana dili Türkçedir. Ancak ibadet dili genellikle Arapçadır. Vatandaşların çoğunluğu ezberledikleri sözcüklerin anlamını bilmeden ibadetlerinde kullanırlar. Dolayısı ile ibadetlerine tam olarak odaklanmakta zorluk çekerler.
Yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yaratan, sonra semaya yönelip onları yedi kat gök olarak tastamam tanzim eden O’dur. O, her şeyi hakkıyla bilendir. (BAKARA, 29. Ayet)
Ayette de belirtildiği üzere Allah her şeyi bilen ve gören olduğuna göre ibadetlerimizi kendi dilimizde yapmamızın imanımızda olumlu etki oluşturacağı kesindir. Dinin gereklerini bilerek ve anlayarak yapmak ve dualarını doğru ifade edebilmek tüm inanları daha çok motive edecektir.
Son zamanlarda ibadetin dili üzerine yapılan tartışmaları hayretle izliyorum. İngilizce, Fransızca, İtalyanca olarak yapılan ibadeti olumlu karşılayarak, İslam’ın farklı dillerde öğrenilmesini destekleyenlerin konu en az 5500 yıllık, kanıtlanmış bir geçmişe sahip olan Türkçe ’ye gelince hasmane tavır takınması ve ‘ibadetin Türkçesi olmaz’ söylemlerinde bulunması oldukça manidardır.
Kuran-ı Kerim’in dili Arapçadır. Kuran-ı Kerim’in tercümesini Kuran’ı Kerim sayamayız. Kuran-ı Kerim’in değiştirilemez olması ayetlerle belirtilmiştir. Ancak kutsal kitapta yazılanları iyi bilmek emirlere karşı gelmek değil aksine ibadeti doğru gerçekleştirmek sayılır.
Eğitim sistemimiz içerisinde yer alan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin de çocuklarımızı ezbere yönlendirmeden dersin manasını kavratacak şekilde yapılandırılması toplumsal hayatımızda yaşanan birçok sorunun önleyicisi olacaktır. İslam dininin önem verdiği değerler, akıl ve fen ile birleştiğinde yaşadığımız toplumların daha medeni olacağı açıktır.
Son olarak:
"Biliriz ki Allah, Dünya üzerinde yarattığı bu kadar nimeti, bu kadar güzellikleri insanlar istifade etsin, varlık içinde yaşasınlar diye yaratmıştır. Ve azami derecede faydalanabilmek için de bugün, kainattan esirgediği zekâyı, aklı insanlara vermiştir." (M.K.ATATÜRK)