Ümit Solmaz | Bilgelik ve Zekânın Gücü: Nasreddin Hoca Örneği | MERSİN MOZAİK
Ümit Solmaz

Ümit Solmaz

Bilgelik ve Zekânın Gücü: Nasreddin Hoca Örneği


Bizans'ın 3 misyoner papazı Anadolu'da köy köy gezip her yörede sordukları sorularla suni gündemler yaratmakta, insanların güncel ve somut sorunlarını konuşmalarını, gerçek sorunlarına gerçekçi çözüm yolları üretmelerini engellemeye çalışmaktalarmış...

Yanıtlarını kendilerinin de bilmediği öyle sorular soruyorlarmış ki, insanlar posteki sayarcasınaya da eleği suyla doldurmaya çalışırcasına bu sorulara yanıt aramaktan asıl işlerini yapamaz olmuşlar... Bu üç entel misyoner papazın yolu Akşehir'e de düşmüş...Halk durumu Nasrettin Hoca'ya bildirmiş. Hoca da; "eğer kabul ederlersegelsinler, herkesin önünde konuşalım" demiş.

Anadolu'da bilgeliğiyle tanınan Nasrettin Hoca'yı halkın gözünde ve gönlünde küçük düşürmek için böylesine iyi bir fırsatı kaçırmak istemeyen misyoner papazlar meydana eşeğiyle gelen Hoca ile buluşmuşlar...

İlk papaz; "Dünya'nın merkezi neresi?" diye sormuş...

Hoca aksakalını sıvazlayıp eşeğini göstererek; "eşeğimin sağ ayağının bastığı yer Dünya'nın merkezidir. İnanmıyorsanız ölçün biçin, orası olduğunu bulacaksınız." demiş... 

Papazlar, papaz olmuş bir durumda,elleri sakallarında donakalmışlar...
İkinci papaz; “iyi güzel de” demiş “peki söyle bakalım gökyüzünde kaç tane yıldız var?

Hoca gene eşeğini işaret ederek, “tam olarak benim eşeğimin kıllarına eşit sayıda yıldız var. İnanmıyorsanız sayın bakın.” diye yanıtlamış soruyu.

İkinci papaz itiraz etmiş; “Hoca, biz senin eşeğinin kıllarını nasıl sayalım?

Hoca; “koskoca gökyüzünün yıldızlarını saydınız da eşeğimin kıllarını mı sayamayacaksınız?” demiş...

Böylece ikinci papaz da amacına ulaşamadan gerilemiş...

Sıra üçüncü papaza gelmiş... “bu son soruya da yanıt verebilirsen biz Hristiyanlığı bırakıp Müslüman olacağız, ancak yanıt veremezsen sen bizim dinimize geçeceksin, tamam mı Hoca?” diye de şart koşmuş. Hoca da;“hele buyur sor bakalım sorunu” demiş...

Üçüncü papaz; “bil bakalım benim sakalımda kaç kıl var?” diye sormuş.

Hoca eşeğinin kuyruğunu eline alıp üçüncü papaza yaklaşmış; “eşeğimin kuyruğunun ucundaki kılların sayısı kadar” demiş. “İstersen test edelim; bir senin sakalından bir de eşeğimin kuyruğundan kıl koparalım. Sonunda göreceksin ki senin sakalın bittiğinde eşeğin de kılları bitecek” diyede pratik bir öneri getirmiş...

Burada kıssadan hisse için bazı abartmalar yapılmış olabilir. Amacımız din ayrımcılığı ya da bir dinin propagandasını yapmak değil. Papazlar müslüman olmuş mu bilmiyorum,ilgimi de çekmiyor. Ancak günümüzün entellerinin demagojilerine karşı Nasrettin Hoca'mızın bilgeliğini örnek almalıyız...

Not :

*demagoji : “Türk Dil Kurumu'na göre bu kelime, laf cambazlığı demektir. İsim yapılı, Fransızca kökenli bir sözcüktür. Demagoji, halkın duygularını, önyargılarını ve korkularını istismar ederek onları etkilemeye ve yönlendirmeye çalışan bir söylem veya siyaset tarzıdır.



ARŞİV YAZILAR