Bedir Solmaz | Güzelliklerin boynu bükük... | MERSİN MOZAİK
Bedir Solmaz

Bedir Solmaz

Güzelliklerin boynu bükük...


Çözüm olmadığının yaşanarak görülmesine karşın kafayı çekip vermişsin anlını denizden esen rüzgâra… 

Ağırlığı altında güçsüz kalıp ezildiğin acılar dayanılacak gibi değil, bir yanda kopamadığın memleket meseleleri, diğer yanda belki de en yakın bildiğin saplamış ihanetin hançerini böğrüne…

Birbirini anlamayan boğucu kalabalıkta bir başınasın; kıvranıyorsun sarmalında çözümsüzlüğün, dilinde yanık bir türküsü Anadolu’nun, “Erzurum dağları da kar ile boran/ İçerime koydun dert ile verem… ”

Hep kara yazıp, boşa konuşup, kara kara düşünecek miyiz?

Duymayacak mıyız tenimizde umut ve aydınlık saçan kuşun kanadının esintisini?

Mutluluk, gökyüzündeki yıldızlar kadar uzak, ulaşmak için ebemkuşağının altından geçmek gerek…

Ahmet Erhan’ın,”Anne ben geldim / ağdaki balık / bardaktaki su kadar umarsızım / dizlerin duruyor mu başımı koyacak?..” dizeleri düşerken yüreğime, çoğunlukları sarıp ısıtacak bir ana kucağı arıyorum…

Ama yok!

Günübirlik çıkarlara ipotek edilmiş tüm arı duru değerler!..

Güzelliklerin boynu bükük…

Arsız arsız sırtayor karanlık!..

Çıkarsız sevmeler peşin hükümlere tutsak…

Ah insan, ah memleket sevdası, ne amansızmışsın, yakıp kavuyorsun düştüğün yürekleri...

Hangi oluşum böylesine savunmasız bırakır kendini besleyen değerleri?

Bir zamanlar büyük namussuzluk sayılan ihanet, ayrıkotu olup sarmış her yeri...

Basit yararlar uğruna insanın kendi soyunu kırması, yaşadığı ülkeyi satması, sevip kokladığı yârini aldatması toplumda geniş kabul görüyor artık...

Bu nasıl bir kurgu, nasıl döngüdür ki çoğaldıkça yalnızlaşıyor canlar…

Gören göz katlanmıyor ihanetin buncasına; hani Anadolu’da “Taşları bağlayıp köpekleri salmışlar...”derler ya, çok acımasız süreçten geçiyor memleket...



ARŞİV YAZILAR