Bedir Solmaz | Arabası Steyer... | MERSİN MOZAİK
Bedir Solmaz

Bedir Solmaz

Arabası Steyer...


Yolun kenarında su arızası gideren işçileri görünce birden geçmiş günlere uzandım...

Mersin'de 1984 yılında Okan Merzeci, Kaya Mutlu'yla yarıştığı seçimi kazanıp ilk göreve geldiğinde, kraldan çok kralcı davranan sözde solcu arkadaşlarla anlaşmazlığa düşerek yürütmekte olduğum kaçak kontrol görevini bırakıp şebeke işçiliğine  geçmiştim. Ameliliği işten atıldığım 1987 yılına kadar sürdürdüm. Geçen zaman sürecinde çok şey öğrenirken acı tatlı anılarım da oldu...

O günleri anımsadığımda şoför Tahir Dayı’nın hazin sonu, cam kırığına dönüşüp çizer içimi...

Otobüs İşletmesi’nde şoförlük yapan Tahir Dayı, içki içtiği için gözden ırak  bir  yer olarak değerlendirilen  Su Arıza’ya atanmıştı. Değme usta şoföre taş çıkartan Tahir Dayı’nın tek kusuru, sabahtan içmeye başlamasıydı... 

Arabasının bir köşesinde zulaladığı içkisini kimseye çaktırmadan yudumlayıp işine devam ederdi.

Tahir Dayı, sonunda gün geçtikçe içkinin dozunu artırıp yalpa yapmaya başladı...

O günlerin birinde, içme nedenini sorduğum Tahir Dayı:

Nasıl içmeyim, şiddetli geçimsizlikten ayrıldık. Götürdü ..... kızı, götürdü varımı yoğumu. Götürdü çocukları. Kaldım sırtımdakilerle. Kapıdan giriyorum bomboş ev. Çamaşır bana bakar. Yemek bana bakar. Bulaşık da. Olmuyor işte. İçmeden edemiyorum. Hak etmedim bunları ben. Ben şoförüm, otobüs şoförü. Herkes sever beni. Koymadım kimseyi yolda. Dosyalarım teşekkür dolu. Neyleyim teşekkürü. Neyleyim takdiri. Ellerim arıyor ellerini. Aha yolladığı kart kızımın. Kızım on iki yaşında. Nicedir görmedim. Nasıl içmeyim nasıl...” diyerek içini dökmüştü.

Derken  Tahir  Dayı, yine içkili olduğu bir gün Mezitli tarafında karşıdan karşıya geçerken  trafik kazasında yaşamını yitirdi...

Oysa Tahir Dayı, öylesine şen, öylesine insan canlısıydı ki!..

Keyfinin yerinde olduğu zamanlar,  biz şebeke işçilerini arızaya götürüp getirdiği kamyonu daha bir iştahlı sürer,  güzel araba kullandığı yolundaki iltifatlarımıza, “ Şimdikiler  şoför mü? Biz yolda arıza yapan arabanın motorunu indirirdik. Şimdi şoförlük yapmada ne var” dedikten sonra da, “ Arabası Ştayir (*) / Muavini  Deli Tahir / Bağır Allahım bağır” tekerlemesini patlatırdı.

Toplum olarak her konuda olduğu gibi içki içmede de sınır tanımıyoruz...

Dolaysıyla ölçüyü kaçardığımız için  çok büyük yıkımlara uğradık, uğruyoruz da...

Hey gidi günler hey...

Ne eski belediyecilik kaldı, ne de o sıcacık insan ilişkilileri...

Artık belediyelerin tüm işleri müteahhitlere yaptırılıyor; onların el ulağı taşeronlar da  asgari ücretle çalıştırdığı emekçilere.

Zihnimde aktardığım düşünceleri çağrıştıran işçileri bir süre izledim.

Çökük avurtları ve yüzlerinin asıklığı dikkatimi çekti...

Sosyal güvenceden yoksun asgari ücretle çalışan bir insanda keyif olur mu?” desenize.

Haklısınız, elbette olmaz.

İnsanın en doğal hakkı olan doyunma hakkı üzerinden siyaset yapıp ahkam kesenler utansın...

Tabii  onlara fırsat veren bizler de...

(*) Şteyer eski bir araba markası

 



ARŞİV YAZILAR