Gerek restorasyonun külfeti, gerekse günün kullanım anlayışının değişmesi eski yapılara yönelimin önüne set çekerken, içinde yaşamın solunmadığı kültürel miraslar gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle günden güne çürüyüp özeliklerini kaybediyorlar.
Plansız yapılaşma ekseninde şekillenen Mersin’de, sit kapsamındaki yapılar yok olmanın eşiğinde.
Bazı yapıların yıkılarak otoparka dönüştürüldüğü dikkat çekiyor.
Mahmudiye ve Mesudiye mahallelerindeki tarihi yapıları Adliye de can katamadı.
Adliye binasının taşınmasıyla birlikte umutlanan yapı sahipleri hayal kırıklığına uğrarken, avukatlar büro tercihlerinin bölgede inşa edilen plazalardan yana kullandılar.
Betonun gölgesinde kalan tarihi sit yapıları ise duvarlarına çakılı ”Sit kapsamındadır, girilmesi tehlikeli ve yasaktır…” tabelalarıyla süsleniyor.
Mesudiye ve Mahmudiye mahallerinde kazanç hesabı yapan mülk sahipleri adına evdeki hesabın çarşıya uymadığı konuşuluyor!
Gerek restorasyonun külfeti, gerekse günün kullanım anlayışının değişmesi eski yapılara yönelimin önüne set çekerken, içinde yaşamın solunmadığı kültürel miraslar gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle günden güne çürüyüp özeliklerini kaybediyorlar.
Belediyeleri görevlerini yapmaya çağıran 4810 sokak sakinlerinden ileri yaşta bir vatandaş,”Ben yaşlıyım evi tamir ettirmeye gücüm yok. Yılların binası yıkıldı yıkılacak, her taraf dökülüyor, pislik…”diyerek yetkilileri göreve çağırdı.
Belediyelerin kurtarma adına kapsamlı proje geliştirmemeleri, restorasyonun bürokratik aşamasının yanı sıra maliyetlerin yüksekliği mülk sahiplerinin elini kolunu bağlıyor.
İlgililerin kapsamlı bir proje geliştirip soruna müdahale etmemeleri durumunda ata yadigarı kıymetler yok olup gidecekler.
Nice yaşanmışlıklara tanıklık eden yapılar boynu bükük duruşlarıyla"Bizi kurtarın..." dercesine feryat ediyorlar...