Nedim İnce | ORMAN YANGINLARI | MERSİN MOZAİK
Nedim İnce

Nedim İnce

ORMAN YANGINLARI


Orman yangınları daha insanın yeryüzünde olmadığı zamanlar da vardı. Yıldırım, yanardağ patlaması sonucunda doğal bir şekilde başlayan yangınlar yine doğal koşullarda sona ererdi; yağmur, yangının yayılmasının başka bir doğal engel tarafından engellenmesi vb…

Doğal orman yangınları, çıkış koşulları gereği çok sık olmadığından, o dönemlerde yeryüzünün %70’ni kaplayan ormanlar için zarar verici olmaktan çok, ormanı gençleştirici, ormana zararlı böcekleri temizleyici etkileri nedeniyle faydalı olduğu da söylenebilir.

İnsan ortaya çıktıktan, sayısı arttıktan, hele de biraz akıllanıp teknolojiyi geliştirdikten sonra ormanların yeryüzündeki kapladığı alan hızla azalmaya başladı ve %70’lerden, % 30’lara geriledi.

Yeryüzündeki tüm kaynakları sonsuz bir şekilde tüketme hakkına sahip olduğunu düşünen insan, ormanları da kendi gereksinimleri için ki gereksinimleri sonsuzdur ona göre, sınırsız bir şekilde kullanma hakkını kendinde gördü.

Günümüzde de olduğu gibi yeryüzündeki kaynakların sonsuz olduğu inancıyla yüzbinlerce sene yeryüzünü, yeryüzünün en kıymetli şeylerinden bir olan ormanları talan etmekten geri durmadı.

Doğa bu talana kendini yeniden üreterek karşılık verdi yüzbinlerce sene; ormanlarını yeniden üreterek, toprağı yeniden oluşturarak, bitki örtüsünü biteviye yenileyerek… Okyanuslar da karadaki bu direnişe destek verdi…

İnsanın artan sayısı, geliştirdiği teknolojiyle yükselen tüketim kapasitesi yavaş yavaş doğanın direnişini kırmaya başladı…

Atmosferdeki dengeyi karbondioksit lehine değiştirmeye başladı. Yerküre bir seraya dönüşmeye başladı. Milyarlarca yıl içinde oluşmuş atmosferik denge bozulmaya başladı. Milyarca yıl içinde oluşmuş iklim zaman zaman güneş dünya ilişkisiyle değişikliğe uğrarken ilk kez insan eliyle değişmeye başladı. Küresel ısınma, bir avuç aklı başında insanların uyarısı ve çözüm önerilerine kulak asmayan diğer insan çoğunluğu tarafından arttırılmaya devam etmektedir.

Bir yandan ormanı talan eden, onu sınırsız tüketebileceğini düşünen insanın her geçen gün orman sınırları içine daha çok sokulması, diğer yandan küresel ısınmanın getirdiği yüksek ısı, kuru hava, şiddetli ve sürekli değişebilen rüzgarlar orman yangınlarında riski iyice arttırdı.

Orman yangınlarının % 95’inin insan kaynaklı olması tüm bu gelişmeler sonucudur. Küresel ısınmanın da yangının hızla büyümesine ve yayılmasına yol açmasıyla orman yangınlarında her seferinde daha fazla ormanlık alan yanmaktadır.

Ormanda sadece ağaçlar değildir yanan; bu canlı organizmayı oluşturan bitki örtüsü yanı sıra onun bir parçası olan mikroskobik canlılardan, gözle görebildiğimiz birçok hayvan da yangından nasibini almaktadır. Orman yangınlarının ardından gelen yağmurlarda da yere tutunma gücünden mahrum kalmış toprağı sel önüne kapıp sürüklemekte, toprak da yangından nasibini almaktadır.

Yangının oluşturduğu duman uzak yerlere kadar ulaşıp hava kirliliğine yol açarak uzaklardaki canlıların sağlığını da olumsuz etkilemektedir.

Orman yanmaya başladıktan sonra günümüz iklim koşulları nedeniyle büyümesi ve yayılması hızlı olmaktadır.

İklim koşullarını bugünden yarına değiştiremeyeceğimiz için yangının çıkmasını engellemeye odaklanmak kısa vadede yapılabilecek şeylerden biridir. Yangını %95 oranında insanın çıkardığını bildiğimizden odaklanacağımız yer insan ve onun yangın çıkarıcı davranışları olacaktır.

İnsanın bilgilendirilmesi, eğitilmesi ilk akla gelen önlemler olması yanı sıra yangın çıkarıcı davranışlarının ortaya çıkmasını engellemeye yönelik denetim ve kontrollerin yapılması da akla gelen diğer şeyler arasındadır.

Yangının başlamaması için elden gelen her şey yapılmalıdır.

Yine de yangın çıkacaktır, büyümeden söndürüldüğü için bizim bir kısmından haberimizin olmadığı, ama istatistiklerde yerini alan iki binin üzerinde orman yangını çıkmaktadır ülkemizde her yıl.

Yangın çıktıktan sonra bundan en kısa zamanda haberdar olup büyümeden söndürmenin ne kadar önemli olduğu bir gerçek. Devletin bunun teknik alt yapısını titizlikle kurması ve her sene geliştirmesi bir o kadar önemlidir. Teknik alt yapıyı, resmi ve sivil kurumları erken haber almaya ve erken söndürmeye yönelik yapılandırmayla destekleyen bir devlet politikasıyla yangına vereceğimiz orman alanların çok azalacağı da bir o kadar gerçektir.

Yangın yerine dönen dünyamızda biz yine de ormanlarımızı yangınlardan korumak için üzerimize düşeni yapalım, resmi ve sivil kurumları da görevlerini yapmaları için destekleyelim. Türkiye Ormancılar Derneği’nin, 4-6 Şubat 2022 tarihleri arasında orman yangınları yönetimiyle ilgili yaptığı çalıştay sonucunu, Prof. Dr. Ali Kavgacı ve Dr. Mehmet Ali Başaran’ın editörlüğünde ‘Orman Yangınları’ adıyla kitaplaştırıp ilgili herkesin yararlanabileceği bir kaynak haline getirdiği gibi biz de önerilerimizi gerek kişisel, gerekse kurumsal olarak yetkililere iletelim.

Ki canımız daha fazla yanmasın…



ARŞİV YAZILAR