Gönlüm dolu vurmuş yasemin çiçeği...
Evet, sonyazın ilk ayını yarıladık sayılır, hüzün zamanı…
Rüzgârın önüne katıp götürdüğü yapraklar gibi savruluyorum…
Zaman mı bizi, yoksa biz zamanı mı tüketiyoruz?
Yıllar önce yazdığım şiirin,”Dolaşmışsın köyleri kırık dökük / ekinler sararmış yoktur başları / erguvanın rengi / yaseminin kokusu mutlu eder mi seni…” dizelerini mırıldanıyorum…
Bugün 12 Eylül, baş emperyalist Amerika destekli darbenin 45. Yılı…
Sabahtan birşeyler yazmaya elim varmadı...
Darbe marbe polemiğine girip havanda su dövmenin anlamı yok…
Ne yazık ki o savrulmayla daha vahim sürece taşındık…
Ne acıdır ki, o günleri arar olduk!
Ülkede değişik yollardan canlar dönülmeze göçerken, sahip olduklarıdeğerler çalınıyor…
Geniş toplum kesimleri suskun, umutsuz…
Konuşanların kimi işinden, kimileri gidişattan yakınıyor…
Doğal ve kültürel zenginlikleri talan edilen güzelim ülkemiz iç ve dış borç batağında çırpınırken, toplumun dişinden tırnağından kesilen kıt kaynaklarla okuyup belirli yerlere köşe başı tutan çevreler ise koro halinde efendilerinin attığı palavraları tekrarlıyorlar:
Yeni Türkiye Yüzyılı...
Ekonomi büyüyor, falan, filan…
Peki, gerçek mi?
Konuşup görüşü aldığımız esnaf dillendirmeye çekinse de, mimikleri çaresizliklerini dışa vuruyor…
Ülke yangın yerine dönmüş, dar gelirli geçim sıkıntısı çekiyormuş, işsizlik artıyormuş vs. suyun başını tutanların umurunda değil.
Basın mı?
Holdinglere dönüşerek işlevinden uzaklaşmış, neredeyse haberlerin tümü tek merkezden gazete ve ekranlara servis ediliyor…
Başta ülkenin yönetim kademesinde bulunanlar olmak üzere herkes ayrı hesap peşinde…
Ana muhalefet partisi kayyum mayyum kıskacında...
Gözetilmeyense ise ülke çıkarları!
Bu çokbilmişlere göre, ülkenin sorunlarının tek çözüm yolu istikrarın sürmesi!
Hangi istikrar?
Başta devlet olmak üzere herkes borçlu!
Yakındığımız sorunlarla dolu mevcut durum, yaptığımız yanlışlıkların sonucu!
Ne acıdır ki yediğimiz vurgunlardan ders alacağımıza kör güdülerimizin peşine takılıp savruluyoruz…
Düşündükçe yorgun yüreğim daralıyor!
Gönlüm dolu vurmuş yasemin içeği...
