Mustafa Kemal, düşmanlarının bile şapka çıkardığı zamanı aşan komutan, devlet adamı, düşünür, eğitimci, insan hakları savunucusu, Avrupa’da bile kadınların seçilme hakkı yokken, Haymana köy meydanında sorunları dinlerken, onca erkeği yararak,”Paşam susamışsındır ayran getirdim…”diyen Satı Kadın’ın Meclise girmesini sağlayarak kadınlara seçilme hakkını sağlamıştır…
Bugün 30 Ağustos, 99 yıl önce işgalciler geldikleri gibi gitmiş ve Ulusal Bağımsızlık Savaşı zaferle sonuçlanmıştı.
Şimdiler birileri Mustafa Kemal’i, akıllarınca yok saymaya çalışsalar da, emperyalistlerin emellerini suya düşüren Başkomutanlık Meydan Savaşı, Mustafa Kemal’in dehasıyla utkuyla sonuçlanmıştır…
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın yıldönümü kutlamasında Mustafa Kemal konuşulmalıdır…
Mustafa Kemal, düşmanlarının bile şapka çıkardığı zamanı aşan komutan, devlet adamı, düşünür, eğitimci, insan hakları savunucusu, Avrupa’da bile kadınların seçilme hakkı yokken, Haymana köy meydanında sorunları dinlerken, onca erkeği yararak,”Paşam susamışsındır ayran getirdim…”diyen Satı Kadın’ın Meclise girmesini sağlayarak kadınlara seçilme hakkını sağlamıştır…
Dünya saygı duymuşken, soluduğu nefesin hakkını veremeyenlerin söyledikleri anlamsızdır…
Yel kayadan zerre koparamaz...
Gelin Mustafa Kemal’i başkasından dinleyelim:
2000’li yılların başında Çin Büyükelçisi olarak görev yapan Song Aiguo, halkının Atatürk ilkeleriyle yetiştirildiğini vurgulayarak, “Mustafa Kemal Atatürk büyük eserler yaratan ve Türk toplumunun ilerlemesine büyük katkılarda bulunan çok önemli bir devlet adamı olmuştur.20. yüzyıl dünyada önemli devlet adamları yetiştirmiştir. Ancak Mustafa Kemal Atatürk’e benzeyen nadir devlet adamlarını, onun gibi bir lideri değerlendirdiğimiz zaman önemli olan onun liderliğindeki toplumun tarihi gelişmesinde, ilerlemesi ya da ilerlememesidir. Atatürk işte bu bakımdan çok büyük başarı göstermiştir.
Onun bu başarıları da bugüne kadar hala devam ediyor. Biz Çin’de olayı böyle değerlendiriyoruz. Atatürk 20.yüzyılda, özellikle de 1920’lerde son derece önemli örnek oluşturmuştur. Aynı zamanda da Kemalizm pek çok ülke, özellikle de kendi bağımsızlık savaşını veren, kendi milli mücadelesini veren ülkeler için ‘Şafağın Işığı’ olmuştur. Biz Çin’de böyle deriz. Yani, karanlıklar içinde birden bir ışık doğdu. Öbür ülkeler bu ışıktan umut aldılar. İşte, bu umut çerçevesinde bu ülkeler de kendi mücadelelerini verdiler.
Hatta şunu söyleyebilirim ki 1920’lerde Çin’de Mustafa Kemal hakkında önemli eserler basıldı. Aradan onlarca yıl geçmesine ve Çin’de rejim değişmesine rağmen Atatürk’e olan saygı ve sevgi eskisi gibi canlılığını koruyor. Katıldığım toplantıda iki kitapta bulunan Atatürk fotoğraflarını izleyicilere gösterdim. Bunlardan birisi 1926 yılında basılmış bir kitaptı. İlk sayfasında Mustafa Kemal Paşa’nın portresi yer alıyordu.
Aradan 71 yıl geçtikten sonra, 1997’de Çin’de lise öğrencileri için basılan bir ders kitabında yine Atatürk’ün resmi vardı. Demek ki Çin halkı Atatürk’ü, onun ilkelerini çok benimsemiş. Aynı zamanda Atatürk’e olan saygı toplumun her katmanında eskisi kadar güçlü…”der.(*)
Çin Büyükelçisinin sözleri bizim aymazlara ibret olur mu bilmeyiz!
Ancak bir gerçek var ki, Atatürk ve ilkeleriyle büyüyen Çin toplumu, dünyadaki yeraltı ve yerüstü kaynakların azalmasına karşın 1 milyar 410 milyonu aşkın nüfusuyla kabuğunu kırıp, ekonomisi güçlü sayılı devletlerarasında yerini alırken; Atatürk’ün emperyalizmi dize getirerek kurduğu Cumhuriyetin ilkelerinden her gün biraz daha uzaklaşan ülkemiz, dış destekli sözde devlet adamlarının yönetiminde maalesef dünyanın en borçlu ve bağımlı ülkeleriyle birlikte anılıyor.
Mersin Mozaik.Com olarak, Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ü özlemle ararken, minnetle anıyoruz…
(*)Gazeteci Leyla Tavşanoğlu söyleşisinden