Halen yerinde devasa çirkin beton kütlesi sırıttığı Azak Han’ı geçmişteki kimliğine birebir kavuşturmak mümkün olmasa da, en azından yaklaşık mimarisine uygun olarak inşa edilmesi sağlanarak, kent kültürüne karşı işlenen suç biraz olsun telafi edilmelidir!
Orta yaş kuşağının bile son şeklini anımsayamayacağı Mersin’in en az bir asrına damgasını vuran Azak Han’ın yerinde birkaç beton yığını direk, geçmişi bilenlerin gözlerine adeta mızrak gibi batmaya devam ediyor!
Zaman zaman yeniden inşa edileceği yolunda söylentiler dolaşsa da, henüz ortada ciddi bir proje ve çalışma bulunmuyor!
Avukat Şinası Develi’nin anlatımına göre ne zaman inşa edildiği bilinmeyen Azak Han, 1980’li yıların ortalarına kadar çeşitli dalda birçok ticari müessese, gazete, avukatlık bürosu ve dernek gibi birimleri bünyesinde barındırırken, dönemin belediyelerinin duyarsızlığının yanı sıra kişilerin kabaran rant güdülerine kurbanı gitti!
Şimdilerde eski fotoğraf kareleri ve ressamların fırçala darbeleriyle betimlenen kesitlerde görebildiğimiz tarihi yapının yok olma serüveni, 1985 yılında mülkiyetin el değişmesiyle başlar!
Anıtlar Yüksek Kurulu’nun koruma kararlarına karşın, süreç içerisinde tüm sit yapılarının uğradığı parça parça bilinçli tahribatların ardından 1988 yılı kışında yağan şiddetli yağmurlara dayanamayarak tamamen yıkıldı!
Halen yerinde devasa çirkin beton kütlesi sırıttığı Azak Han’ı geçmişteki kimliğine birebir kavuşturmak mümkün olmasa da, en azından yaklaşık mimarisine uygun olarak inşa edilmesi sağlanarak, kent kültürüne karşı işlenen suç biraz olsun telafi edilmelidir!
Dönemin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nun başlattığı Tarihe Gülümseyen Mersin Projesi kapsamında Azak Han’ın aslına uygun olarak yeniden inşa edileceği gündeme gelse de projenin rafa kaldırılmasıyla birlikte tekrar unutuldu!
İlgili proje doğrultusunda kamunun mülkiyetindeki bazı sit yapıların kurtarılması restorasyonu yapılırken Azak Han’a yönelik bir girişimde bulunulmadı!
Şehir Plancısı Orhan Beker’in hazırladığı projeye göre bölge dokusuna uymayan yapılar yıkılıp bölgeye canlılık kazandırılacaktı!
Vali Güzeloğlu’nun tayini, Büyükşehir Belediye Başkanlığındaki yönetim değişikliğine paralel yapılan onca harcama ve emek boşa gitti!
Çevresine karşı duyarlı okurların,”Belediyelerin betona karşı zaafı var, tarihi sit yapılar kimin umurunda!” dediğini duyar gibiyim.
Bir zamanlar kent ticaretinin nabzının attığı yer olarak bilinen Azak Han’ın tekrar Mersin’e kazandırılması, kentle özdeş tarihi Uray Caddesi, Balık Pazarı, İstasyon ve çevresinin içine düştüğü ekonomik çöküntüden kurtulmasını da beraberinde getirecektir.
Hani,”Başlamak bitirmenin yarısıdır!”derler ya, Azak Han’a aslına uyun şekilde ne zaman el atılacak?